Perfekt Almanca

In Sätzen, die mit „weil“ oder „denn“ beginnen, erklärt man den Grund für etwas. Beide Konjunktionen haben die gleiche Bedeutung. Aber es gibt Unterschiede im Satzbau: Weil ve denn bağlaçları aynı anlama gelmektedir. Fakat cümlede kullanım farklı. Her ikisi de yan cümlesi olan bir ana cümledeki yargının gerekçesini oluştururlar.  Weil de Das konjugierde Verb en sonda olurken denn de öyle değil.  Örnekler aşağıda.  „weil“ leitet  einen Nebensatz ein   . Das konjugierte Verb steht am Ende des Nebensatzes Beispiel weil:  Selim und Ömer haben oft Streit,  weil   sie sehr verschieden  sind . Beispiel denn :  Selim und Ömer haben oft Streit,  denn  sie  sind  sehr verschieden.

Almanya'da yenisiniz ve şehri dolaşırken bir cihaz görüyorsunuz.  Ve üzerinde  Brötchentaste  yazıyor. Ekmek kelimesini ilk geldiğiniz hafta öğrenmişsiniz. "Brot" minik olan ekmeğe de "Brotchen" dendiğini de biliyorsunuz. Hemen telefondan TASTE kelimesini de araştırıp BUTON anlamına geldiğini öğrenince vay be diyorsunuz. Askıda ekmek yok ama cihazda ekmek var. Hem de 15 dakika boyunca bedava. Çünkü o kadar Almancanız var . Orada 15 dakika ücretsiz yazıyor. Parkta yerim kısa zamanda (kurzzeitparken) Heyecanla butona basıp duruyorsunuz ama ekmek yok. Arkada araçlar korna basıyor ama siz hala ekmek bekliyorsunuz. Hayali senaryoyu bir kenara bırakırsak nedir bu buton ve neden ekmekbutonu yazmışlar. Bu sözcük Alman sözlüğü Duden'e 2007'de girmiş.  Kısa zamanlı bir park yapacaksanız.  Fırından ekmek alma hızında gidip geleceksiniz size bazen 15 bazen 20 dakikalık ücretsiz araç park etme imkanı veren bir buton bu . Fişinizi a...

🇩🇪 Ich bin mal gespannt. 🇹🇷Ben meraklıyım 

    lieber Paul, vielen Dank für deine nette Karte aus den USA! Es freut mich, dass du dort ( 1 ) Arbeitsplatz und auch eine schöne Wohnung gefunden hast. Mir geht es auch gut, ich bin mit meiner Diplomarbeit beschäftigt. Du weißt, wenn ( 2 ) eine so wichtige Aufgabe zu erledigen hat, dreht sich alles um dieses Thema . Aus diesem Grund habe ich aktuell nicht einmal Zeit ( 3 ) meine Hobby s, ich verbringe ja jede freie Minute in der Unibibliothek . Die Professorin , ( 4 ) mich bei meinen Forschungen unterstützt, meinte, dass sie zuversichtlich ( 5 ), dass ich die Arbeit bald fertigstellen ( 6 ). In deinem Brief fragst du mich, ob ich Lust hätte, dich in New York zu besuchen. Ich hätte natürlich richtig Lust darauf, aber ( 7 ) ich mit der Diplomarbeit nicht fertig bin, kommt ( 8 ) keine längere Reise in Frage – und New York kann man nicht in 3-4 Tagen kennenlernen. Wenn du aber Zeit hast und mich in Berlin besuchen möchtest, bist du jederzeit herzlich wil...

  Pablo Picasso gehört zusammen mit dem französischen Künstler Georges Braque zu den Begründern der Stilrichtung des Kubismus.   Pablo Picasso, Fransız sanatçı Georges Braque ile birlikte Kübizm tarzının kurucularından biridir.   Viele moderne Künstler wurden direkt oder indirekt von Picasso beeinflusst. Pek çok modern sanatçı , Picasso'dan doğrudan veya dolaylı olarak etkilenmiştir     Die Ausstellung   (sergi)   will zeigen, dass Picassos Kunst von der afrikanischen Kunst inspiriert war. (ilham almak)     Im Ausstellungskatalog erklärt (açıklamak) Thabo Mbeki: „Gäbe es diese Ausstellung nicht, wäre es nur für die wenigen Südafrikaner möglich, die Kunst von Picasso zu erfahren, die die Möglichkeit haben ausländische Museen und Galerien zu besuchen.“ Jacques Chirac betont (vurgulamak) in seinem Text für den Ausstellungskatalog...

 Her dilde deyimler vardır. Ve yeni dil öğrenenleri en çok zorlayan da belki de deyimlerdir. Sözlükten kelimeleri öğreniyorsunuz ve alakasız bir zamanda alakasız bir kelimeyi duyunca hoppala şimdi gel de çık işin içinden diyorsanız bilin ki muhatabımız bir deyim kullandı. Mesela bir dostunuza bir şey dediniz ve klasik Alman aksanı ile H harfine şeddeli şeddeli basarak ağzını gemi dümeni gibi büzerek  Hast du allen tassen im schrank? diye sordu. Ya arkadaş ne dolabı ne fincanı. Çarşının ortasındayız şimdi dolabımdaki fincanları ne diye soruyorsun diye aklınızdan geçmesin. Bu deyim çıldırdın mı? Kafayı mı yedin anlamında kullanılır. Her şey yolunda mı anlamına gelir.  Biz de kafanda bir tahta noksan mı deriz ya hani. Biraz öyle bir mana.  Aynı anlama gelen başka söylemler de var. Yeri gelmişken yazalım.  Sen kuş musun diye bir soru duyarsanız bilin ki size karşıdaki: Çıldırdın mı, kafayı mı yedin demek istiyor. Hast du einen Vogel